(Padişah,
sahneye çıkar. Üzerinde Osmanlı kıyafeti vardır. Başında sarık, yakasız gömlek,
ayağında şalvar, çarık…Çarşının bir tarafından girip, alış veriş yapmaya
başlar. Sahnede iki dükkan vardır. Sahnede biraz dolaşırlar.
Vezir:
-Padişahım bu kılıkta sizi kimse tanımaz
PADİŞAH:
Eeee vezirim, çıkalım seyreyleyelim. Bakalım halkımızın hali nicedür.
VEZİR:
Beliğ sultanım. Bu yaptığınız, sultanlık vazifelerindendür. Zira, bir sultan ki
halkının halini anlamaz, kim aç kim tok arayıp sormaz, o gafil ve zalim bir
sultandır.
PADİŞAH:
Bu konularda bizi nasıl görmektesin vezirim?
VEZİR: Sultanımız, halkın arasına
karışmaktadır. Halkımızın halini sormaktadır.
PADİŞAH:
Elhamdülillah, Hüda’ya şükürler olsun. Haydi vezirim, şu esnafı bir dolaşalım
- VEZİR emredersiniz padişahım. (birlikte
birkaç tur attıktan sonra bir dükkanın önünde dururlar. )
Padişah
-selamün aleyküm ağalar
-aleyküm
selam
.Hoşgelmişseniz
Padişah
-hoş gördük,-bize iki kahve getir
-Hemen
geliyor ağam .oğlum iki kahve ,-okkalı olsun
Padişah-Sende
otur şöyle.Biraz laflayalım senle.
-Hay
hay beyim
Padişah.
ne var ne yok usta,-32 ile aranız nasıl
Yaşlı
adam
-valla
32yi 30 a vuruyorum ama 15 çıkıyor. Buna da şükür .
-Şükretmek
güzel şey.Hayat zor tabii
-zor
ya
Padişah
–bugünlerde mahallede kaşık hırsızları
çoğalmış.Senin eve de giren oldu mu
-Olmaz
mı efendi ağa..Geçen sene haneme bir kaşık hırsızı girdi..Geçen hafta da yeni
bir kaşık hırsızı dadandı,işimiz bayağı
zor..
. Genç.--Kahveler
Padişah
-Sağolasın.(kahveden birer yudum alırlar) kahveler de güzelmiş,eline sağlık
-afiyet
olsun ağam
-al
bakalım ücretini
-kahveler
benden ağam
-Sağolasın,kal
sağlıcakla
(birlikte
birkaç tur attıktan sonra bir dükkanın önünde dururlar. Bir dere kenarında
çalışan yaşlı bir adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek
tabaklıyormuş.
PADİŞAH,:
“Selamunaleykum ey pir’i fani…”
İhtiyar
: -Aleykumselam ey serdar-i cihan…(
Padişah ve vezir ,kısa bir şaşkınlık yaşar)”hoşgelmişsiniz,buyrun oturun
PADİŞAH
: Hoşbulduk ,ustam ikiylen nasılsın?”.
İhtiyar : ; “Üçlen iyiyim.”
PADİŞAH:
“Geceleri er kalkmadın mı?”
İhtiyar
: “Kalktık… Lakin, ellere yaradı…”
Padişah
gülmüş: Peki,Bir besili kaz göndersem yolabilir mısın?”
İhtiyar
: “- Hay hay, ruhu bile duymaz,
cascavlak ederim Hem de viyaklatmadan ciyaklatmadan…”
Padişah
-peki kal selametle,
(Padişah
biraz yürüyüp iki adım atar,sonra geriye dönüp vezire fısıldar): -Ne konuştuğumuzu anladın mı?”
Başvezir
: -doğrusu anlamadım padişahım.
Padişah :.-Bre nadan adam , Sen ki benim vezirimsin ,yardımcımsın!
Bir yaşlı adamın anladığını niçin
anlamazsın. Eğer yarına kadar bu soruların cevabını bulamazsan seni vezirlikten azl eder ,zindana
attırırım..
Vezir-aman
padişahım merhamet
Padişah:Kararım
Katidir
Vezir:Ferman
padişahımındır.
.6—
(Başvezir,
padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla kahvehaneye gelir)
-Selamünaleyküm
baba… Bizi tanıdın mı?
Ve
aleykum selam, tanımaz olur muyum?
Yahu
baba dün akşam seninle konuşan o adam
var ya…
-Eeeee
… o adam
padişah efendimiz idi…
Eeeee….
O
konuşmalarınızda bir şey anlamadım… Otuziki motuz iki, hırsız mırsız, …
İhtiyar
; -Anlatırım anlatmasın da bunun bir bedeli vardır.
Nedir o
-Bir
kese altınınızı alırım..Hemen bir kese altın uzatılır ihtiyara…
İhtiyar; Bu sadece
birinci sorunun cevabı içindir .. Padişah efendimiz bana otuz iki ile aran
nasıl diye sordu. Ben de 32 yi 30 a vuruyorum 15 çıkıyor. Yani; Padişahımız 32 ile aran nasıl dediğinde dişlerimi kastetti. Yani
karnım doyuyor mu dedi. Ben de 30’a vuruyorum yani 1 aya ama 15 gün
yetirebiliyorum dedim.
-Ya o kaşık
hırsızı mırsızı?
Kahveci-Bir
kese altın daha isterim..
-hayy..ahay
İhtiyar
-Padişah efendimiz, mahalleye kaşık hırsızları dadanmış senin eve de giren oldu
mu? Yani mahallede evlenenler varmış duydum. Senin de evlenecek çocuğun var mı
diye sordu.
-Eee
-Ben de
geçenlerde biri girdi biri daha girmeye dadanmış dedim yani geçenler de birini
evlendirdim, biri daha evlenmek için etrafımda dolaşıyor dedim.
-şimdi
anladım,Peki sağolasın,kal sağlıcakla
(sahneden
çıkar,ışıklar söner,müzik,tekrar sahneye gelir,orta yerden bu kez ihtiyar
dericinin yanına..
****
. Bakmış
ihtiyar adam hala orada çalışıyor.
Başvezir:
“Selamunaleykum ey üstat…”
İhtiyar
: “Aleykumselam
Başvezir
ihtiyara : üstad,dün yanına gelen kişi padişahımız efendimizde. Sen padişahı, serdar-ı cihan,
diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu.”..
Adam,
başveziri şöyle bir süzmüş:
-Kusura
bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir kese altın söyleyeyim.”
n
Başvezir,bir kese altını hemen vermiş –
-İhtiyar
:
-Ben
dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.İkincisi yalnız
padişahlar kendini ölümsüz görür ve o kibirle diğer insanlara tepeden
bakıp,pir-i fani der...
Başvezir
:Padişah ikiylen nasılsın?” diye
sordu,bu sözün manası nedir
İhtiyar
: bir kese altın isterim.”
Başvezir
-buyur
İhtiyar
: O, ikiylen nasılsın, diyerek yâni ayakların tutuyor mu, kendi işini kendin
yapabiliyor musun demek istedi. Bense, üçlen iyiyim, diyerek o dediklerini
bastonla yapabiliyorum demek istedim
Vezir -Anladım.peki,“Geceleri
kalkmadın mı ne demek?”
Derici;
“Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin Adam bir yüz altın daha almış
İHTİYAR “Çocukların yok mu diye sordu… özellikle oğlun yok muydu sana yardım edecek
demek istedi. Bende çocuğum var ama
oğlum olmadı ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim…”
Vezir
- Sana
bir kaz göndersem yolar mısın dedi, o ne demek…”
İhtiyar adam gülmüş İhtiyar yavaşça misafirlerini
etekleyerek şu cevabı verir:
-Aman efendim kerem buyurunuz. Padişah efendimiz,bana acıdı ve bana yardım etmek istedi.
-Aman efendim kerem buyurunuz. Padişah efendimiz,bana acıdı ve bana yardım etmek istedi.
--eee ne var bunda
-- Allah ömrünüzü arıtırsın, işte Bu
iş için de sizi gönderdi …
” Vezir
-Yani bu duruma göre Kaz ben mi oluyorum
İhtiyar
–İhtiyar derici elindeki altın keselerini
şöyle hafifçe havaya atıp tuttuktan sonra…
“Eeeee.. Onu da sen anla
artık sadrazamım” der…(alıntı)
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder