1 Mart 2012
“DEMİRDEN KORKSAK TRENE BİNMEZDİK”
Değerli Basın Emekçileri, Değerli Halkımız;
Muğla’nın Bodrum ilçesinde 20 Ekim 2011 günü 8 arkadaşımız, önceki gün kente gelen USS Ramaage adlı ABD Donanmasına ait bir savaş gemisinde görevli olan Jesus Salazar Munoz isimli astsubayın kafasına çuval geçirmişti. Bu eylemi neden yaptığımızı serbest bırakıldıktan bir gün sonra olayın gerçekleştiği yerde düzenlediğimiz basın açıklamasıyla kamuoyuna ilan etmiştik.
Dün basına ve internet dünyasına yoğun biçimde yansıdığı üzere, eylemi gerçekleştiren 8 arkadaşımızla ilgili, Bodrum Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir iddianame hazırlamış ve arkadaşlarımızın her biri için 16’şar yıl, toplamda ise 128 yıl hapis cezası istenmiştir.
4 Temmuz 2003’de ABD 173. Hava indirme tugayına bağlı askerler, Irak Süleymaniye’de 11 askerimizi tam 60 saat, yani iki günden fazla bir süre alıkoymuş, fakat bu operasyonu yapan general Raymond Odierno kendi ülkesinde bırakın soruşturmaya uğramayı terfi alarak, ordusunun Irak kuvvetlerinin komutanlığına getirilmiştir. AKP iktidarı ise askerlerinin başına geçirilen çuvalı tepkisiz izlemiş, hatta birkaç yıl sonra çuvalcı Odierno’yu 4 Şubat 2010’da Ankara’da ağırlama genişliğini bile göstermiştir.
Aynı genişliğin bize gösterilmesini elbette beklemiyorduk. Bizler bu eylemi sonuçlarını az çok kestirerek düzenledik. Demirden korksaydık, terene binmezdik. 128 yıl az bile istemişlerdir. Çünkü bu ülkede emperyalizme karşı direnenler, her zaman işbirlikçi iktidarlar tarafından hedef alınmıştır. Mustafa Kemal, İngilizlere karşı isyan ettiğinde, sarayın yargıcı şeyhülislam ‘öldürün’ kararı çıkartmıştır. Ramaage’ın da bir parçası olduğu ABD 6. Filosunun askerlerini Dolmabahçe’den denize döken Deniz Gezmiş idam edildi. Türkiye’nin en değerli aydınları, siyasetçileri, askerleri Amerikan karşıtı oldukları için Ergenekon tertibiyle Silivri ve Hasdal’a atılmıştır.
Bizlere 16’şar yıl gibi ‘ağır’ bir ceza istemişlerdir. Hatta bazı basın kuruluşları haberi ‘şimdi yandılar’ manşetleriyle verdiler. Amaçları şunlardır:
- Gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar. Avuçlarını yalarlar. Bırakın geri adım atmayı vites yükseltiyoruz. Araştırmalarımızı tamamladık. Nerede, ne kadar ABD askeri var, nerede gezerler, ne yer ne içerler hepsini biliyoruz. Eylemlerimiz, emperyalist ordu buradan defolup gidene kadar sürecektir.
- ABD’li müttefiklerine göz kırpıyorlar. Çünkü bu kadar hapis istemi ancak bu niyetle istenebilir. Bizler o çuvalla banka soysaydık, o kadar ceza istemezlerdi.
- Topluma gözdağı. Hem yüksek ceza istemi, hem de ‘şimdi yandılar’ manşetleri “ABD’ye bulaşanı harcarlar” mesajını topluma vermek ve onları sindirmek içindir. Ama tersi olmuştur. Dünden bu yana haberi duyan binlerce kişi TGB’ye üyelik başvurusu yapmış. Onlarca kişi telefonla arayarak desteklerini iletmiş, İnternet sitelerindeki yorumlarda ve sosyal medyada mahkemeyi kınayan binlerce, on binlerce yorum, ileti yayımlanmıştır.
Değerli basın mensupları, değerli halkımız;
Bizlerden korkuyorlar. Korktukları için hala eylemin görüntülerinin bulunduğu bize ait hafıza kartını geri vermiyorlar. Savunma hakkının kısıtlanmasıdır bu. Görüntüler bize verilmeden, neyle suçlandığımızı anlamadan nasıl kendimizi savunacağız? Elbette korktukları, bu görüntülerin hem ülkemizde hem de dünyada yaratacağı coşkudur. Ama er ya da geç o görüntüleri de ele geçireceğiz.
“DEMİRDEN KORKSAK TRENE BİNMEZDİK”
Değerli Basın Emekçileri, Değerli Halkımız;
Muğla’nın Bodrum ilçesinde 20 Ekim 2011 günü 8 arkadaşımız, önceki gün kente gelen USS Ramaage adlı ABD Donanmasına ait bir savaş gemisinde görevli olan Jesus Salazar Munoz isimli astsubayın kafasına çuval geçirmişti. Bu eylemi neden yaptığımızı serbest bırakıldıktan bir gün sonra olayın gerçekleştiği yerde düzenlediğimiz basın açıklamasıyla kamuoyuna ilan etmiştik.
Dün basına ve internet dünyasına yoğun biçimde yansıdığı üzere, eylemi gerçekleştiren 8 arkadaşımızla ilgili, Bodrum Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir iddianame hazırlamış ve arkadaşlarımızın her biri için 16’şar yıl, toplamda ise 128 yıl hapis cezası istenmiştir.
4 Temmuz 2003’de ABD 173. Hava indirme tugayına bağlı askerler, Irak Süleymaniye’de 11 askerimizi tam 60 saat, yani iki günden fazla bir süre alıkoymuş, fakat bu operasyonu yapan general Raymond Odierno kendi ülkesinde bırakın soruşturmaya uğramayı terfi alarak, ordusunun Irak kuvvetlerinin komutanlığına getirilmiştir. AKP iktidarı ise askerlerinin başına geçirilen çuvalı tepkisiz izlemiş, hatta birkaç yıl sonra çuvalcı Odierno’yu 4 Şubat 2010’da Ankara’da ağırlama genişliğini bile göstermiştir.
Aynı genişliğin bize gösterilmesini elbette beklemiyorduk. Bizler bu eylemi sonuçlarını az çok kestirerek düzenledik. Demirden korksaydık, terene binmezdik. 128 yıl az bile istemişlerdir. Çünkü bu ülkede emperyalizme karşı direnenler, her zaman işbirlikçi iktidarlar tarafından hedef alınmıştır. Mustafa Kemal, İngilizlere karşı isyan ettiğinde, sarayın yargıcı şeyhülislam ‘öldürün’ kararı çıkartmıştır. Ramaage’ın da bir parçası olduğu ABD 6. Filosunun askerlerini Dolmabahçe’den denize döken Deniz Gezmiş idam edildi. Türkiye’nin en değerli aydınları, siyasetçileri, askerleri Amerikan karşıtı oldukları için Ergenekon tertibiyle Silivri ve Hasdal’a atılmıştır.
Bizlere 16’şar yıl gibi ‘ağır’ bir ceza istemişlerdir. Hatta bazı basın kuruluşları haberi ‘şimdi yandılar’ manşetleriyle verdiler. Amaçları şunlardır:
- Gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar. Avuçlarını yalarlar. Bırakın geri adım atmayı vites yükseltiyoruz. Araştırmalarımızı tamamladık. Nerede, ne kadar ABD askeri var, nerede gezerler, ne yer ne içerler hepsini biliyoruz. Eylemlerimiz, emperyalist ordu buradan defolup gidene kadar sürecektir.
- ABD’li müttefiklerine göz kırpıyorlar. Çünkü bu kadar hapis istemi ancak bu niyetle istenebilir. Bizler o çuvalla banka soysaydık, o kadar ceza istemezlerdi.
- Topluma gözdağı. Hem yüksek ceza istemi, hem de ‘şimdi yandılar’ manşetleri “ABD’ye bulaşanı harcarlar” mesajını topluma vermek ve onları sindirmek içindir. Ama tersi olmuştur. Dünden bu yana haberi duyan binlerce kişi TGB’ye üyelik başvurusu yapmış. Onlarca kişi telefonla arayarak desteklerini iletmiş, İnternet sitelerindeki yorumlarda ve sosyal medyada mahkemeyi kınayan binlerce, on binlerce yorum, ileti yayımlanmıştır.
Değerli basın mensupları, değerli halkımız;
Bizlerden korkuyorlar. Korktukları için hala eylemin görüntülerinin bulunduğu bize ait hafıza kartını geri vermiyorlar. Savunma hakkının kısıtlanmasıdır bu. Görüntüler bize verilmeden, neyle suçlandığımızı anlamadan nasıl kendimizi savunacağız? Elbette korktukları, bu görüntülerin hem ülkemizde hem de dünyada yaratacağı coşkudur. Ama er ya da geç o görüntüleri de ele geçireceğiz.
Buradan mahkemeye sesleniyoruz. Bizleri ortada olmadığını sizlerin de bizlerin de bildiği adi suçlardan yargılamayın. Ortada ne “hakaret” vardır ne de “hürriyetten alıkoyma”. Bu iddianame komiktir. Mahkemeye sesleniyoruz, korkmayın, bizi gerçek ‘suçumuzdan’ yargılayın. ‘Dostlarımızla aramızı açmaya kalkıştınız’ diye yargılayın, ‘müttefikimizi kızdırdınız, o da bizleri fırçaladı’ diye yargılayın, olmayan suçlar uydurmayın!
Son olarak, bizler ülkemizin bağımsızlığı için canımızı bile feda etmeye hazırız. Bunu anlamayanlar, ruhunu ABD emperyalizmine teslim edenler ‘şimdi yandılar’ manşetleri atarlar. Hayır, biz yanmadık. Şimdi ABD ve onun işbirlikçileri yandı! Onları Kürecik’te de rahat bırakmayacağız. Yakında eylemlerimizi tüm basına açıklayacağız. Yakın bir zamanda kalabalık bir biçimde orada olacağız ve o radar görünümlü fesat üssünün üzerine yürüyeceğiz.
TÜRKİYE GENÇLİK BİRLİĞİ GENEL MERKEZİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder