27 Aralık 2019 Cuma

MHP Merkezindeki Adam: ALİ YURTASLAN'IN İTİRAFI


ESKİ ARKADAŞLARIMA SESLENİYORUM

Niçin bu açıklamaları Aydınlık gazetesine yaptım? Türkiye'de birçok basın yayın organı olduğu halde Aydınlık'ı seçmem nedendi? Birçok insan bunu düşünüyor. Onların bu sorularını yanıtlamaya çalışayım.
Türkiye'de cereyan eden olaylara baktığımız zaman, (tabii ki bu bakış açısı objektif ve tarafsız olmalı) şunları görüyoruz, tırmanmakta olan anarşi, bazı çevrelerin dediği gibi bir kör döğüşü veya sağ ve sol örgütlerden birisinin kışkırtması da değil, iki kaynaklı olan bilinçli bir tırmanıştır. Bu noktayı tespit ettiğimiz zaman, anarşinin kaynaklarını derinlemesine tespit edebiliriz.

Benim, hakkında açıklamalarda bulunduğum ve uğruna 7 yılımı verdiğim örgüt olan Milliyetçi Hareket Partisi ve onun yan kuruluşu olan ülkucü Gençlik Derneği anarşinin bir kaynağını oluşturmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi, 'Milliyetçi Türkiye', Turancılık', 'Nizam-ı alemi kuracağız' vs. gibi sloganlarla kendisine sempati duyan genç beyinleri ırkçılık ve komünizm düşmanlığıyla şartlandırmakta ve Türkiye'de binlerce insanı kaplayan katliamlara girişebilmektedir.
Ben de bir zamanlar bu fikirlere inandım. Türkeş'in kardeşlik, sevgi gönül seferberliği sloganlarını benimsedim. Ama üst yönetime geldiğim zaman bu sloganların benim gibi genç beyinleri yıkamak için bir taktik olduğunu görebiliyordum. Bu sahtekarlıkları gördükten sonra, bu faşist çelenin, bu cinayet şebekesinin içinde kalamazdım. Demokrasiye inanmış insancıl, kardeşliğe, sevgiye inanan hiç kimse kalamazdı. Ama nasıl kurtulacaktım bu cinayet şebekesinin elinden? Sonunda cezaevine girmeye karar verdim. Bu yolla kurtulabilirdim. Bir müddet sonra beni unutabilirlerdi. Böylece cezaevine girdim ve MHP aleyhine gizli çalışmalara başladım.

Cezaevinden çıkınca bir köşeye çekilip kendimi kurtarma yoluna gitmeye karar verdim. Ama MHP'nin elinden kurtulmak zordu. Her an ölümle burun buruna gelebilirdim. Çünkü Türkeş, Bozkurtlarına yıllar önce yolu göstermişti: "Davadan döneni vurun". İki ay korku içinde yaşadım. Sonunda korkunun ecele faydası yok düşüncesiyle ve daha önemlisi vicdanımın sesine kulak vererek bu açıklamayı yapmayı düşündüm. Halka bu cinayet şebekesinin iç yüzünü anlattığım zaman belki kendimi affettirebilirdim. Çünkü bu cinayet şebekesiyle birlikte halka ben de zulmetmiştim ve bu yüzden vicdan azabı çekiyordum.

Böyle bir açıklama yapmaya karar verince, kim aracılığıyla yapacağım konusu önplana geliyordu. Türk basının durumunu inceledim. MHP'ye düşman olan, onun cinayetlerini açıklayan gazetelere müracaat etmeliydim. Bu mücadeleyi kararlılıkla yürüten basın organlarını dikkatle izlemeye başladım. Sonunda Aydınlık'ta karar kıldım. Çünkü Türk basınında MHP'ye karşı kararlılıkla mücadele eden, onun saldırılarını göğüsleyen, anarşinin iki kaynaklı olduğunu, bunlardan birisinin kaynağının MHP olduğunu cesaretle açıklayan tek gazete Aydınlık'tı. Her şeyden önce ezilen halkın hakkını arayan, anarşiye karşı olan, Türkiye'nin en büyük düşmanının emperyalist Rusya olduğunu, anarşi büyüdükçe Rusya'nın Türkiye'ye müdahale etme imkanlarının çoğalacağını bilimsel olarak açıklayan tek gazete olması dolayısıyla bu açıklamaları Aydınlık'a yaptım.

Açıklamaları Aydınlık'a yapmaya karar verince gittim, kendileriyle görüştüm. Beni çok iyi karşıladılar. Kendilerinden hiç bir şey istemedim. Tek isteğim, açıklamaların yayınlanmasıydı. Kabul ettiler. Açıklamalarım böylece Aydınlık ta yayınlanmaya başladı. Şu anda vicdanen rahatım. Türkiye halkına en iyi şekilde yardımcı olduğuma inanıyorum.

Tüm eski arkadaşlarıma sesleniyorum: Korkmayın, bu cinayet şebekesinin gerçek yüzünü açıklayın! Türkiye halkı bizi bağrına basacaktır.
Yetkili makamlara da şunu söylemek isterim, bu cinayet şebekesi hakkında kanuni işlemler yaparlarsa, kendilerine her konuda yardımcı olacağım. Ama can güvenliğimin sağlanması şartıyla. Bu güvenceyi verdiğiniz taktirde tabii ki samimi olarak her zaman adaletin yanında o'a-cağım. Bu konuda olumlu gelişmeler olursa hemen size müracaat edeceğim. Saygılarımla.

İbrahim Çiftçi

Dul bir kadın olan annen ne yapmaktadır? Seni okutmak için neler çekmişti kimbilir? Ama sen ne yaptın anneni o ihtiyar halinde tüm dertleriyle başbaşa bıraktın. Şimdi Balgat'taki gecekonduda ne yapıyordur, hiç düşündün mü? Senin yanına gelebilmek için gecenin 3'ünde yola çıkarak ta Balgat'tan Mamak'a yayan geliyordur.

Selim Elidemir

Sen katliamdan cezaevine girince anne ve baban ne oldu biliyor musun? İkisi de yatağa düştü. Annen kimsenin yüzüne bakamıyordu. Onlar namuslu insanlardı. Fakirdiler, bir gecekonduda oturuyorlardı ama hallerinden memnundular. Ama sen hiç acımadan onları yıktın. Baban kısmi felç oldu. Annen ise kahrından öldü zavallı. Baban koltuk değnekleriyle görüşüne geliyor. Bir sor bakalım senin beline silah sokanlar yanına gidip halini hatırını soruyorlar mı Mustafa amcanın?

Hanifi Tokgöz

Babanı o ihtiyar halinde bir inşaatın 5. katına kalıp çakarken düşünebiliyor musun Hanifi? Ama ben geçenlerde onu öyle gördüm. Çivilere nasıl hırsla vuruyordu bir bilsen. Ama o çiviyi tahtaya değil, Türkeşlerin, Sadilerin kafasına çakıyor gibiydi. Evet kardeşim, sana para göndere-bilmek için o inşaatın 5. katındaydı baban. Ne yapayım diyordu, lanet olsun böyle evlada, ama et tırnaktan ayrılmıyor ki...

Arif Görünmez

Sen, Bor'un gözbebeği idin. Herkes büyük adam olacak Arif diyordu. Öğretmenlerin babanı ikna etmeye çalışıyordu, aman Arif'i okut diye. Baban da inanmıştı büyük adam olacağına. Biz cahil kaldık türlü yokluklar içinde yaşadık, Arifim yeter ki okusun diyordu. Ben gömleğimi satar ona para yollarım, gece gündüz çalışırım, çırak olurum diyordu Mehmet amca. Ama Ankara'ya gelince işler değişti değil mi? Ali Işıklar seni yanından hiç ayırmıyordu. Ne hinoğlu hindi o. Senin altından girdi üstünden çıktı, seni militan yaptı. Sen ise maceranın heyecanına kaptırmışsın kendini. Ama ne oldu? Sen cezaevine girdin. Sen ve senin gibilerin sırtından Genel Müdür Muavini oldu Ali Işıklar. Ya yanından ayrılmayan Ahmet Ataman? Sana abi diyen her isteğini yerine getiren Ahmet İsa? Seni unuttu değil mi? O ne yapıyor biliyor musun? MHP Gençlik Kollarında ve Türkeş'in gözüne girmek üzere. Sense cezaevinde.

Ali Yurtaslan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder